DEVAM: 10- TEVHİD
ÜZERE ÖLEN KİMSENİN KESİNLİKLE CENNETE GİRECEĞİNİN DELİLİ BABI
53 - (32) حدثنا
إسحاق بن
منصور. أخبرنا
معاذ بن هشام.
قال: حدثني
أبي، عن قتادة
قال: حدثنا
أنس بن مالك؛
أن نبي الله صلى
الله عليه
وسلم، ومعاذ
بن جبل رديفه
على الرحل، قال" يا
معاذ!" قال
لبيك رسول
الله وسعديك.
قال: "يا معاذ!"
قال لبيك رسول
الله وسعديك.
قال: "يا معاذ!"
قال: لبيك
رسول الله
وسعديك. قال:
"ما من عبد
يشهد أن لا
إله إلا الله،
وأن محمدا
عبده ورسوله،
إلا حرمه الله
على النار"
قال: يا رسول
الله! أفلا
أخبر بها الناس
فيستبشروا؟ قال:
"إذا يتكلوا"
فأخبر بها
معاذ عند
موته، تأثما.
[:-147-:] Bana İshak b. Mansur tahdis etti. (Dediki): Bize Muaz b.
Hişam haber verdi. Dediki: Bana babam, Katade'den rivayet ett. Demiş ki: Bize Enes b. Malik (r.a.)'ın tahdis ettiğine göre;
Allah'ın Nebisi -Muaz b.
Cebel onun deve üzerinde terkisinde bulunuyorken- "ey Muaz" buyurdu.
Muaz: Lebbeyk ya Rasulullah ve sadeyk dedi. Allah Rasulü: "Ey Muaz"
buyurdu. O: Lebbeyk ya Rasulullah ve sa'deyk dedi. Allah Rasulü: "Ey
Muaz" buyurdu. O: Lebbeyk ya Rasulullah ve sadeyk dedi.
Allah Rasulü:
"Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına, Muhammed'in onun kulu ve Resulü
olduğuna şahadet eden her bir kulu mutlaka Allah cehennem ateşine haram eder"
buyurdu. Muaz: Ey Allah'ın Rasulü bunu insanlara haber vermeyeyim mi? Bundan
dolayı seviniverirler, dedi. Allah Rasulü: "O vakit (buna) bel
bağlarlar" buyurdu.
Bu sebeple Muaz ölümüne
yakın günahtan kurtulmak için bunu haber verdi.
Diğer tahric: Buhari,
128; Tuhfetu'l-Eşraf, 1363
AÇIKLAMA: Hadis müttefekun aleyhtir. Buharı onu ilim bahsinde
zikretmiştir. Hz. Muaz'ın şu hareketi gösteriyor ki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) bu hadisi başkalarına haber vermekten kendisini tahrimen men etmemiş, zira
tahrimen men etse idi onu ebediyyen kimseye söylemezdi.
Kaadi
iyad şöyle diyor: «İhtimal ki Muaz, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) den nehî
ma'nasını anlamamıştır. Lakin Ebu Hureyre 'nin rivayet ettiği: (Allah'dan başka ilah olmadığına kalbi kanarak
şehadet getiren kime rastlarsan onu hemen cennetle müjdele...» hadisinin
delaletiyle ashaba yapmak istediği tebşirden burada azmi kırılmıştır. Yahud
hadisin ma'nası şudur: İhtimal Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in Hz. Ebu
Hüreyre'ye emir verdiğini Muaz (Radiyallahu anh) bu hadiseden sonra duymuş da
bildiği bir ilmi gizlemiş ve bu sebeple günaha girmiş olmaktan korkmuştur.
Yahud Muaz (Radiyallahu anh) nehyi: (herkese, yaymamak) ma'nasına
hamletmiştir.»
Ebu
Amr İbni Salah bu son ihtimali ihtiyar etmiş ve şunu söylemiştir: .«Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu haberi bilgisi ve tecrübesi olmayan bazı toy
kimseler duyar da aldanarak, buna i'timad eder ve ameli bırakırlar endişesiyle
Muaz (Radiyallahu anh) 'a umumi müjdeyi men'etmiş, fakat aldanmayacaklarından
ve i'timad edip ibadetleri bırakmayacaklarından emin olduğu ehl-i marifetten
bazı zevata hususî olarak haber vermiştir. Onu Muaz'a da haber vermiş; o da
ayni yolu tutarak bu haberi ehil gördüğü hususî zevata haber vermiştir.
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in Ebu Hüreyre hadisinde emrettiği
tebşir ictihad değişmesindendir. Filvaki' Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e
ictihad hem caizdi; hem de muhakkikin ulemaya göre vaki'di. Onun diğer
müctehidler üzerine meziyyeti vardır. O içtihadında hata ederse, hatası ürerine
bırakılmaz Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e içtihadı caiz görmeyen
ve:
«Ona
dinî hususatta vahiyden başka suretle konuşmak caiz değildir...» diyenlere göre
ise Ömer (Radiyallahu anh) iîe konuşurken ona cevap verdiği şekilde vahiy
inerek sabık vahyi neshetmiş olması mümkündür...»
Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'in içtihadı meselesi etrafında tafsilat vardır.
Dünyevî hususlara dair ictihadda bulunmasının caiz olduğunda bütün ulema
müttefiktirler. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bilfiil bu guna
ictihadlarda bulunmuştur.
Dinî
hususlarda dahi ekseri-i ulemaya göre ictihad edebilir. Zira ictihad Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'den başkalarına caiz olunca Ona caiz olması
evleviyyette kalır.
Cübbai
ile oğluna ve İmamiyye taifesine göre Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e dinî
ahkam hususunda ictihad caiz dağildir. çünkü o yakînen bilmeye muktedirdir.
Bazıları
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hakkında yalnız harplerde içtihadı
caiz görürler, sair umurda İçtihadının caiz olmadığına kaildirler.
Bir
takımları da hangi hususa aid olursa olsun ictihad etmesinin caiz olup
olmadığına dair bir şey söyleyemeyip tevakkuf etmişlerdir, İmamul Haremeyn
bunlardandır.
Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'in ictihad etmesini caiz gören cumhur da bilfiil
ictihad edip etmediğinde ihtilafa düşmüşlerdir. Ekseriyete göre Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ictihad etmiştir.
Bazıları
ictihad etmediğine kail olmuş; bir takımları da tevakkuf etmişlerdir.
Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellemj'e içtihadın caiz olduğuna ve bilfiil ictihad
ettiğine kail olan- ekser-i ulema dahî içtihadında hata etmek caiz midir değil
midir meselesinde ihtilaf etmişlerdir. Muhakkik ulemaya göre caiz değildir.
Bir çok ulemaya göre caiz ise de hatası üzerine ikrar edilmez; bilakis hatası
kendisine tenbih olunur.